Sunday, June 24, 2012

d-evrim

hayatta birden bire değişiveren şeyler karşısında napıcağımı bilemiyomuşum, anladım.
kaçmak en kolayıydı, öyle yaptım. kısa zamanlı kız kıza bir tatile kaçtım.
yanıma fotoğraf makinamı bile almadım.



üstüme bir beyaz tişört, altıma çiçekli taytımı geçirip 2 saat içinde bilet alıp yola koyuldum.


yazı ağaçların yeşilinden izledim.


kuşadasının denizini görünce adayı ne kadar özlediğimi farkettim. ama onun sırası sonra :)


kamyon arkası yazılarını takip ettim. bu çok içli geldi.


ve dupduru denize kavuştum.


en yakın arkadaşla eğlendim.


h&m güneş gözlüklerini gözümden çıkarmadım.


beachte yenilecek en doğru şeyi bol bol yedim.


en iyi atıştırmalıklardan da vazgeçemedim.


berna'nın penti bikinisini çok sevdim, ben giydim.


içiyosam sebebi çok dedim, üstüne bi soda içtim. 


5 gün için 6 ayakkabı götürdüm. hepsini giydim.


ikiz olmayı hep çok sevdim.


h&m'in bu bikini üstüne aşık oldum.


sıcağa aldırmadım, klasiklerden vazgeçemedim.


hep beklediğimden daha iyi oldum. çok güldüm.


havuzbaşına giderken bile kottan vazgeçemedim.


şapkamı orada bıraktım. kafamdaki her şeyi de.


gri iyidir diye, levi's şortu gece gündüz giydim.


marni at h&mlerimle bershka şapkamı kombinledim.


balığı yalnız bırakıp da ağlatmadım.


berna'nın terkos ganimeti river island şortuna vuruldum.


son gün güneşte biraz fazlaca kaldım.


dönüş vaktinde de kalbimi tatilde ve en yakın arkadaşta bırakıp döndüm.



bi söz okudum;


koskoca devrimi, eve girmeme yasağı çıkarıp bi kerede bitirdim !





No comments:

Post a Comment